6 Nisan 2009 Pazartesi

Irmak'ın ataları


Kısa bir aradan sonra kaynatmaya hızla devam ediyoruz.

Bilim insanlarımız Darwin teorilerini tartışadururlarken Turkline Research & Development Institute, oldukça garip rastlantılar sonucunda dünyayı yerinden oynatacak sonuçlara ulaştı.

Henüz ana sınıfına giderken öğretmenleri tarafından bir aile ağacı yapıp boyayıp süsleyip püsleyip sınıfa getirmesi istenen Irmak, bu işi çok ciddiye almış ve derin araştırmaları sonucunda atalarının bu gördüğünüz garip yaratıktan geldiği bilgisine ulaşmış.

O gün bugündür - utancından olsa gerek - bu bilgileri bilim dünyasından sır gibi saklayan Irmak, geçtiğimiz günlerde taşınmak için eşyalarını toplarken çok yakın arkadaşı olan Kuzey'in yanında bu araştırmasını yere düşürüvermiş!

Irmak Hanım'ın gözlerinin bu yaratığın gözlerine olan benzerliği, bu araştırmanın doğruluğunu genetik açıdan açıklayacak olsa da o yıllarda ne genetik bilimden ne de DNA testinden haberi olan Irmak'ın bu kadar kapsamlı bir araştırmayı doğru bir şekilde yapabilmiş olduğuna malesef inanmıyoruz. Yine de bu araştırma ile yakından ilgilenmek isteyenlerin olması ihtimalini göz önünde bulundurarak bu bilgiyi bilim camiası ile paylaşıyoruz.

30 Ocak 2009 Cuma

Bazen tek bir fark, 5 milyon farka bedeldir.


hiçbir şey söylemiyor ve sözü Cem Yılmaz ustamıza bırakıyoruz.


29 Ocak 2009 Perşembe

İstanbul'da bir dilenci :)


İstanbul' da bir camide Cuma namazı çıkışında sadece 5 dakikalık sürede 350 YTL toplayan ve bu şekilde eğitimine devam ettiğini, buradan kazandığı paralarla kendine bir araba aldığını hatta son teknoloji cep telefonu, kamera ve fotograf makinası edindiğini, en kazançlı mesleğin bilişimde değil de, dileniş de olduğunu vurgulayan Batı isimli genç insanları hayrete düşürdü.
Karakola götürülmek istenen Batı kurtulmak için her yolu denedi ama Zabıta ekiplerinin kararlı olduğunu görünce hakaret tarzı yöntemlere başvurdu. Oda yetmedi yanındaki arkadaşının mafya lideri olduğunu, küçük yaşta bu dilenci mafyası tarafından okula giderken kaçırıldığını ve zorla dilendirildiğini idda etti.
Zabıtaların elinden kurtulamayacağını anlayan Batı Bey en son çare olarak mesleğinin vermiş olduğu deneyimi kullandı ve "Zabıtacı amcalarım bakın dua ederim, koy verin beni, kırışalım parayı" ifadelerini kullanarak Devletin memuruna ahlaksız teklifte bulundu.
Cami önünden Apar topar toplanan Batı, arabaya bindirilirken, işaret parmağını zabıtalara karşı sallamak sureti ile "BU YÜZÜ UNUTMAAAAA... Bi çıkayım bir daha yapıcam cam cam cam cam..." diye höykürdü.
Cumhuriyet Savcılığı tarafından el konulan olayla ilgili olarak başlatılan soruşturmanın devam ettiği bildirildi.
Haber: Sezen in intikamı

Sezen bizden ne gizliyor?




Gizli bilgiler basına sızmaya devam ediyor! Tayfur'un gerçek adını öğrendikten sonra şimdi de Sezen'in gerçek ırkını öğrendik!

Ufacık tefecikliğiyle kendini sevdiren, kimi zaman bir kedi gibi yanınıza sokulan, masum masum bakan Sezen bu zamana kadar bu ufaklığının sebebini herkesten saklamayı başarmış! Ama sonunda bu sır da gün ışığına çıkarıldı. Gelelim işin aslına...

Bilirsiniz Orta Dünya'yı ve ırklarını. Elfler vardır, Cüceler vardır, Troller vardır ve bir de tabii ki de Hobbitler vardır. Nam-i diğer "Buçukluklar", tombiş yüzlü 9 yaşında çocuk suratları olan, çevik becerikli,tüylü ayaklı ,ufacık tefecik, göbek bağlamaya eğimli, genel olarak sakin maceradan uzak duran, misafir ağırlamayı seven, sakalsız , şen kahkahalı, oldukça eski bi ırktır. Bu özellikler size de tanıdık geldi değil mi? Ufacık tefecik, yardım sever, bebek suratlı Sezen arkadaşımız meğer ırkının bütün özelliklerini taşıyormuş da haberimiz yokmuş! Önceki haberlerimizden birinde yayınladığımız kendisine ait bir fotoğrafta da suratındaki kılları da görme imkânımız olmuştu hatırlarsanız!

Peki neye dayanarak bu haberi hazırladık diye merak edenler için yukarıda Sezen'in geçen kurban bayramında köyünde çekilmiş bir fotoğrafını yayınlıyoruz. Bizim aramızda Hobbitliğinin bir çok özelliğini gizlemeye çalışan Sezen, köyünde adeta kendini bulmuş ve tam bir Hobbite dönüşmüş!

Fotoğrafta: Köyünün yöresel kıyafetleri ve doğal bir Hobbit görünümüyle Sezen.

28 Ocak 2009 Çarşamba

Irmak Eskiden Mutsuz Bir Ergenmiş!!!



Okumak için Giresun'dan büyük şehire yeni geldiği bir dönemde kendisini çok yalnız, mutsuz, örselenmiş, itilmiş, kakılmış hisseden Ergen Irmak, mutsuz Ergenler(EMO) diye bahsedilen, genelini 90'lı gençlerin oluşturduğu EMO akımına dahil olmuş.

Tüm bunları İnkar etme yolunda ısrarla yürümeye devam eden Irmak Hanım bu durumu fotoğraflarla kanıtlayabiliritemizi görünce pes etti ve herşeyi tüm çıplaklığı ile açıkladı.

Okumak için Giresun'dan büyük şehire yeni geldiğim bir dönemde yol bilmez iz bilmez elma yanaklı, iki pelikli bir kızdım.
Yaşımdan daha küçük göründüğüm için yaşıtım olan ama beni kendilerinden 5 yaş küçük sanan okul arkadaşlarım tarafından kah oyunlara alınmadım, kah alay edildim, kah itildim, kah kakıldım e birde örselendim.

Büyük şehrin yalnızlığından ve acımasızlığından bu şekilde payıma düşeni aldım.
Körpecik omuzlarımda taşıyabileceğimden çok daha fazla yük vardı. Artık elma yanaklarım eskisi kadar al değil, Örgülü pekillerim eskisi kadar gür değildi.

Günler haftaları, haftalar ayları, aylar yılları kovalarken ben bu yalnızlığa daha fazla dayanamayacağımı birşeyler yapmam ve bu yalnızlığa bir son verip, bir guruba, bir örgüte, bir kuruma dahil olmam gerektiğini, olmadı bir arkadaşlık sitesine, oda olmadı bir google gurubuna en olmadı toplu taşıma aracı bile tatmin edebilir beni diye düşünmeye başlamıştım.

Birgün şehrin en işlek caddesi olan İstiklal Caddesinde elimde kuru simitim, sırtımda okul çantam ve t cetvelim ile(cetvel kısmına bizler de anlam veremiyoruz) yağmurun ve sokak lambalarının altında dolaşırken, İş bankası binasının önünde bir karartı gördüm.

Gözlerim de zaten eskisi kadar iyi görmüyordu, gür peliklerim ve elma yanaklarım gibi bana ait olan herşeyi bu şehirde yiğtirmiştim.

Karartıya yaklaştıkça evet görüyorum, görüyorum bunlar o türkçe bilmeyen, saçlarını genellikle tek gözlerini kapatacak kadar öne yatıran, ikinci el kıyafet giyen, biraz metalcilerden, biraz punklardan bişeyler kapan, tüm vakitlerini istiklal caddesi iş bankası önünde cama yaslanarak, yere yayılmak sureti ile tüketen emo gençliği değilmi diye haykırmıştım.

İşte ogün iş bankası binasına yaslandığım ilk gündür diyor Irmak hanım.
Emo gençlerinin melankolik ruh hallerinin, Irmak hanımın ergenlik dönemindeki ruh haline çok uygun olduğunu, yalnızlığını bu şekilde aşmaya çalıştıgını ve geneli 90'lılardan oluştuğu için aralarına girmekte hiç zorluk çekmediğini de ekliyor.

Beni o hayattan çekip alan da Batı'dır diyerek açıklamasına son veriyor...
Burdan Batıya Irmağı önce bize sonra tüm insanlığa kazandırdığı için teşekkür ediyor, başarılarının devamı diliyoruz.
ŞİMİ İSE SİZLERİ EMOLAR HAKKINDA HAZIRLANMIŞ BİR VİDEO İLE BAŞBAŞA BIRAKIYORUZ.

Şok bir haber ile sarsıldık!

Aşağıdaki haberin tüm gazetelerde yerini alması ile biz de şok bir haber ile sarsıldık!!!!

İşte haber:

Obezite hakkında şok buluş

Çağın hastalığı sayılan obezite ile ilgili yapılan son araştırma, obezitenin, grip gibi bulaşıcı olabildiğini gösterdi. İngiliz ve Amerikalı bilim adamları, bu araştırmanın ardından, obezitenin çok hızlı yayılmasında AD-36 olarak bilinen "adenovirüs"ün önemli bir rol oynadığı kanısında.

AD-36 virisünün bulaştırıldığı fare ve tavukların hızla kilo almaya başladıklarını gözleyen bilim adamları, normalde öksürük, boğazda tahriş, konjonktivit ve isale yol açabilen AD-36 virüsünün hücrelerin daha hızlı çoğalmasına da yol açarak aslında kilo almaya neden olduğunu yeni keşfettiler.

Bilim adamları "Bu virüs öksürük, hapşırma ve hatta tokalaşmakla geçebiliyor" uyarısında bulundu.

Kaynak: hürriyet.com tr

Şimdi "ne alaka" diyeceksiniz belki sayın okuyucular... Ama alaka işte burada... Dilden dile dolaşan bu haber yüzünden Tayfur Geçimsiz işinden olmuş!!! Hapşırdığında, aksırdığında ya da çalışma arkadaşları veya müşteriler ile tokalaştığında OBEZİTE saçması muhtemel olan Tayfur Geçimsiz; çalışma arkadaşlarının yoğun protestoları üzerine işten çıkarılmış!!!!